Son dönemde, kamu kurumlarından özel sektöre kadar herkes aynı sınavdan geçiyor: İdare etmek mi, gerçekten yönetmek, liderlik etmek mi?
Bazıları plan yapar, yön verir, geliştirir.
Bazılarıysa bahane bulur, akışa bırakır, günü kurtarır.
Kurumlardaki fark da burada ortaya çıkar:
Gerçek yöneticiler sorunları gizlemez, görünür kılar.
Çünkü çözüm kültürü, şeffaflıktan doğar.
İdare edicilik belki günü kurtarır ama güveni, zamanı ve itibarı tüketir.
Bugün kurumların da, toplumun da en çok ihtiyacı olan şey, koltukta oturmak değil, güven, vizyon ve cesaretle yön vermek, liderlik etmektir.
